Aydınlatma ve İnsan Odaklı Tasarım
Günümüzün çalışma sistemleri görev odaklıdır. Modern aydınlatma ve görevlerimizi yerine getirdiğimiz alanlar ihtiyaçlarımızı karşılamalı ve bizi harekete geçmeye teşvik etmelidir.
Çalışanların beklentileri değişir; bazen odaklanma ve enerji gerektirirler, ancak çoğu zaman aynı zamanda sakinlik veya ilham da gerektirirler.
İnsan odaklı tasarım, iç mekanları insanlara göre uyarlamaktır, tam tersi değil.
Burada önemli olan nokta, ofis aydınlatmasının rengi, yoğunluğu ve niceliği doğal ışığın özelliklerini, yani insan görüşünü en iyi şekilde değerlendiren ışığı yansıtması gerektiğidir.
İnsan odaklı tasarım kavramı nereden kaynaklanıyor?
İnsan merkezli tasarım, insanlara odaklanır; onların ihtiyaçlarını, beklentilerini, olasılıklarını, korkularını ve sınırlamalarını göz önünde bulundurur.
Bu teorinin 1980'lerde kurucusu olan Donald Norman, bir projenin nihai ürününün kusursuz bir şekilde çalışmasını garanti altına alarak kullanıcıya geri gönderilmesini sağlayan bir süreç önerdi.
İnsan odaklı tasarım, Avrupa Komisyonu tarafından modern aydınlatma alanındaki bilgiyi genişletmek ve bu alandaki teknolojik gelişmelere odaklanan uygulamaları desteklemek amacıyla 2013-2016 yılları arasında başlatılan İnsan Odaklı Aydınlatma (HCL) projesinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu faaliyetlerin sonuçları, ofis aydınlatmasının çalışan sağlığı ve üretkenliği üzerindeki etkisini açıkça ortaya koymaktadır. Mevcut standartlar yalnızca ışık yoğunluğunu, parlamayı veya renksel geriverimi düzenler, çalışanların işyerindeki konforunu doğrudan ele almaz. Bunun yerine, zayıf aydınlatma parametrelerinin sağlık üzerindeki etkilerini dolaylı olarak ele alırlar.
Projenin temel önerisi, ofis aydınlatmasının sirkadiyen ritimlere göre optimize edilmesidir. Gün ışığı biyolojik saatlerimizi düzenler, aktiviteyi teşvik eder veya dinlenmemizi sağlar. Bunun nedeni, retinadaki reseptörleri uyararak vücudumuza günün farklı saatlerine uyum sağlaması için sinyal göndermesidir. Güneş hareket ettikçe ışığın renk sıcaklığı, geliş açısı, yoğunluğu ve miktarı da değişir.
İşyeri veya dinlenme alanı için optimum aydınlatma
Günümüzde zamanımızın çoğunu iç mekanlarda, doğal ışığa sınırlı erişimle geçiriyoruz. Konforlu bir çalışma ve dinlenme ortamı sağlamak için, modern binalar ve ofisler için optimum aydınlatma çözümleri mümkün olduğunca gün ışığına yakın ve dolayısıyla esnek olmalıdır. Mevcut teknoloji, aydınlatma çözümlerini gerçek koşullara uyarlayarak akıcı aydınlatma koşulları yaratmamıza olanak tanır.
HCL, yoğunluğun odanın mevcut işlevine veya çalışanların gerçekleştirdiği görevlere uygun şekilde ayarlanmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda renk sıcaklığını ayarlayarak mavi ışık huzmelerini uyarır ve geceleri azaltarak rahatlamayı destekler. Bu sistem, üç vardiya çalışan veya sık sık saat dilimi değiştiren çalışanlara destek olmak için faydalı olabilir.
HCL ve Yasal Sorunlar
HCL araştırması, sistemi kullanan kişilerin kendilerini %18 daha üretken, enerjik (%71), daha mutlu (%78) ve daha sağlıklı (%78) hissettiğini gösteriyor.
İşverenlerin kendileri de şu avantajlardan yararlanır:
Artan üretkenlik
Daha az hata veya işyeri kazası
En önemlisi, çalışanların refahı ve konforunun artması.
İnsan odaklı aydınlatmanın (HCL) hayata geçirilmesinin önündeki en büyük engellerden biri, ofislerde, işyerlerinde veya depolarda uygulanmasını düzenleyen yasal standartların eksikliği ve faydalarının yaygın olarak bilinmemesidir. Lighting Europe, düzenleyicilerin 2025 yılına kadar HCL'yi dikkate almasını sağlamayı hedeflemiştir.